20 Eylül 2016 Salı

REZONANS KANUNU

“Eğer şu ana kadar isteklerimiz gerçekleşmediyse, en şiddetli arzularımıza ulaşamadıysa; eğer hayatımıza hiç istemediğimiz şeyler girdiyse, eğer mutsuzsak veya yenilgiye uğradıysak, bütün bunların sebebini Rezonans Kanununda bulabiliriz “
Pierre Franckh, bu kitabında Rezonans Kanununu kavrayıp onu nasıl kullanacağımızı anlamaya başladığımız anda, hayatımızdaki her şeyin mümkün olabileceğini anlatıyor Yazar, hayatımızı kalbimizle değiştirebileceğimizin de altını çiziyor
Düşünce gücümüzle maddeye etki edebilir miyiz?
Kim olmayı istiyorsun?
İsteklerimizi hangi yolla yayıyoruz?
ideal partneri yaşamımıza çekmemizi sağlayan en uygun rezonans alanını nasıl oluştururuz?
Rezonans alanın yazılı ve görsel izlenimlere nasıl tepki verir?
Eğer istediğimiz sonuçları elde etmeye çalışıyorsak; düşüncelerimizi, duygularımızı ve inançlarımızı gözlemleyerek yönlendirmeye başlamalıyız Çünkü hissettiğimiz ya da düşündüğümüz her şey, bir rezonans alanı oluşturur ve biz isteklerimizi yönetebiliriz
İmkansız, sadece bizim imkansız olduğunu düşündüğümüz şeydir
Belki de şu anda imkansız olduğunu düşündüğün şey, işte bu sınırsız olanakların imkansız olmadığı fikridir Öyleyse bu senin şahsi kanaatindir Bunun doğru ya da yanlış; iyi ya da kötü bir tarafı yok Bu senin, kendi kanaatindir ve yaşamın da bu doğrultu da ilerleyip gelişecektir
Ama ya hayat görüşün ve inandıkların yanlış bilgi ve olgulara dayanıyorsa?
En yeni bilimsel araştırmalar, duygu, düşünce ve inançlarımız sayesinde olduğumuzu, hiçbir şüpheye yer bırakmazsızın ispatlıyor Zira duygularımızla desteklenmiş ve kaydedilmiş inançlarımız muazzam bir rezonans alanı oluşturuyor Ve bu rezonans alanındaki titreşimlerle uyum içinde olan her şey, evet dünya üzerindeki her şey, bu titreşime ayak uydurmak durumunda kalıyor
Demek ki asıl soru şu: Sen şu anda hangi rezonans alanını oluşturuyorsun? Ve bu soruyla kendimizi konunun tam ortasında buluyoruz
Rezonans Nedir?
Resonantia = Akis
Rezonans = Eko, yankı, titreşim
Rezonans Kanunu, evrendeki her şeyin birbirleriyle titreşimler aracılığı ile nasıl iletişim halinde olduğunu anlamamızı sağlar Vücudumuzun her bir organı ve hücresi de dahil olmak üzere dünyadaki bütün nesnelerin ve canlıların kendilerine has bir titreşimleri vardır Bu, madde içinde böyledir Maddenin titreşim enerjisini incelediğimizde farklı objelerin genellikle farklı frekanslarda titreştiğini görürüz Bazıları da aynı ya da benzer frekansta titreşir
Bunu piyanodan da biliriz; piyanonun herhangi bir tuşuna bastığımız zaman, bu tuşla uyumlu olan diğer bütün teller de titremeye başlar Notaların daha pes ya da tiz olması, hiç önemli değildir Uygun frekansta olmaları onların titreşime geçmeleri için yeterlidir
Diğer insanlar, nesneler veya olaylar, eğer bizimle aynı frekansta iseler, içimizde oluşturduğumuz titreşim alanına karşı koyamazlar Bizim titreşimlerimize tepkisiz kalmaları mümkün değildir Nasıl ki piyanonun basılan tuşuyla aynı frekanstaki diğer teller bu tuşun hareket ile titreşmek durumunda kalıyor ise, bizimle aynı frekanstaki insanların, nesnelerin ve olayların da bizim titreşimlerimize katılmaktan başka seçeneği yoktur
Peki ama diğer varlıkların bizim enerjimizle titreşime geçmesi bize ne yarar sağlar? Burada, Rezonans Kanununun şu temel kuralı devreye giriyor:
BENZERLER BİRBİRİNİ ÇEKERLER
Bizim titreşimlerimizle uyumlu olan her şey, karşı koymaksızın bizim hayatımıza çekilecektir Bu, bizim için her zaman olumlu bir şey anlamına gelmez Mesela titreşim bazen maddeyi tahrip edecek kadar kuvvetli olabilir Bir opera sanatçısı sadece sesinin gücü ile bir bardağı çatlatabilir Burada yaptığı şey enerjiyi boşluktan bardağa iletmektir Eğer bardağa iletilen enerji bardakla aynı titreşime sahipse, yani bardağın moleküler yapısı ile aynı frekanstaysa, basınç bardağı çatlatacak kadar büyük olabilir
Biz bir bardak gibi çatlamayız tabii ki Ama içimizdeki “negatif titreşim enerjisi” olarak adlandırdığımız şey; bizde hoşlanmadığımız, huzursuzluk verici hislerin uyanmasına, hatta belki sarsıcı olayların yaşamımıza çekilmesine sebep olabilir
İşte bu yüzden, nasıl bir titreşim içinde olduğumuzun, bilerek veya bilmeyerek hangi rezonans alanını oluşturduğumuzun farkına varmak, bizim için çok mühimdir
İsteklerimizi Hangi Yolla Yayıyoruz?
“Ön yargıları yıkma, atomu parçalamaktan daha zordur” Albert Einstein
Kalp, ezelden beri sevginin en kuvvetli sembolü ve duygularımızın merkezi olarak kabul edilirdi Ama sonra tıp ve modern bilim ortaya çıktı ve bize, kalbin sadece vücudumuzda kanın dolaşımını sağlayan bir pompa olduğunu yutturmaya çalıştı Biz “normal insanlar” ise, elimizde halihazırda bunun aksini kanıtlayacak herhangi bir delilimiz olmamasına rağmen, kalbimizin duygularımızın merkezi olduğu inancımızı asla kaybetmedik 1993 yılında duyguların insan vücudu üzerindeki hakimiyeti hakkında bir araştırma yapılmak istenmiş ve bunun için duygularımızın oluşumundan sorumlu olduğu düşünülen bölgeye, yani kalbimize odaklanılmış Oldukça çabuk, daha araştırmaların başında herkesi hayrete düşüren bir şey tespit edildi ve bu buluşun neden daha önce yapılmadığının şaşkınlığı yaşandı Bu nefes kesici buluş; kalbin muazzam büyük bir enerji alanıyla çevrili oluşuydu Burada bahsedilen alanının çapı yaklaşık iki buçuk metredir
Bir düşünün, kalbimiz beynimizin oluşturduğundan çok daha büyük bir enerji alanı oluşturuyor Bilim şimdiye kadar beynin, sahip olduğu elektromanyetik nabızlarla en büyük yayın alanına sahip olduğunu varsayıyordu Ama şimdi bundan çok daha büyük bir enerji alanı bulundu, insan vücudundan dışarı uzanacak kadar kuvvetli bir enerji Böylece ilk şaşkınlık atılmasıyla birlikte, akıllara kalbimizin etrafındaki bu enerji alanın nasıl bir görevi olduğu sorusu geldi Geldiğimiz noktada ulaştığımız bilgiler şaşırtıcı olduğu kadar önemlidir de
Kalbimiz tarafından oluşturulan elektromanyetik alan vücudumuzdaki organlarla iletişim halindedir Hatta beyin ve kalbin arasında bir bağlantının bulunduğu ve bu bağlantıyla kalbin beyne hangi hormonları, endorfini ya da diğer kimyasalları salgılaması gerektiğini bildirdiği kanıtlanabildi
Beynimiz bağımsız hareket etmiyor, aktiviteleri için gerekli sinyalleri kalbimizden alıyor
Hepsi bu kadar da değil! bilim adamları araştırmalarında kalbimizden yayılan bu elektromanyetik alanın sadece duygularımız tarafından oluşturulmadığını ve gücünü diğer önemli bir kaynaktan, kanaatlerimizden; yani derin bir inançla bağlandığımız ve hayatımıza doğrultusunda yön verdiğimiz düşüncelerimizden aldığını buldular Bütün duygu ve düşüncelerimiz kalbimizin enerjisinde bilgi olarak bulunmakta ve vücudumuzdan yayılan en kuvvetli sinyal olarak sadece beynimize ve organlarımıza değil, aynı zamanda dünyanın derinliklerine doğru taşınmaktadır Bu ezeli gerçeğin yansımalarını “kendini derin bir inançla savunmak” “bir şeyi kalpten istemek” ve tabii “kalbinin sesini dinlemek” gibi bazı deyimlerimizde görmek mümkündür
Kalbimiz, inanç ve duygularımızı elektromanyetik titreşimlere ve dalgalara dönüştüren bir tür aracı olarak hizmet eder Ve bu elektromanyetik dalgalar vücudumuzla sınırlı kalmaz, bütün çevremize uzanır, bizi kuşatan her şeyle iletişim halindedir Kalbimiz, bütün inançlarımızı, geleceğe yönelik düşlerimizi ve duygularımızı başka bir dile, titreşimlerin ve dalgaların kodlanmış diline çevirir ve bunları evrene gönderir
İnançlarımız kalbimizin yaydığı elektromanyetik dalgalar sayesinde fiziksel dünyayla etki alışverişinde bulunur Yayılan bu enerjinin ne denli büyük olduğunu HeartMath Enstitüsü’nün yaptığı araştırmalar gözler önüne seriyor:
Kalbin elektrik akımı (EKG), beyinde oluşan elektrik akımından (EEG) altmış kez daha kuvvetlidir
Kalbin manyetik alanı ise beyninkinden beş bin kez daha kuvvetlidir
Demek ki kalbimizle, beynimizle yaydığımızdan çok daha fazla enerji yayıyoruz Peki bunu bilmek, bizim için neden bu kadar önemli? Çok basit, çünkü bu sayede, bazı dileklerimiz hemen gerçekleşirken, bazılarının gösterdiğimiz tüm çabalara rağmen neden bir türlü tezahür etmediğini anlıyoruz
İsteğimizin gerçekleşeceğine gerçekten inanmadan olumlama (imgeleme) yaparsak ya da bir şeylerin hayalini kurarsak, sadece beynimiz elektromanyetik dalgalar yayarken, duygularımızın gerçek merkezi olan kalbimiz beş bin kat daha büyük bir kuvvetle, genellikle tereddüt ve korku olan asıl inancımızı dünyaya yayar Bunun sonucu apaçık ortadadır; hayatımızda sadece kalbimizin derinliklerinde gerçekleşeceğine inandığımız şey gerçekleşecektir
İnançlarımızı duygularımızla desteklediğimiz zaman yaydığımız enerji çok daha büyük olur Ama üzgün, depresif ya da bitkinsek, istediğimiz şeyi dileyebiliriz, bu durumda kalbimizden yaydığımız hüzünlü duygular, mantığımızdan gelen isteklerden her zaman daha güçlü olacaktır Peygamberle, günümüzün ve geçmişin dünyaca ünlü alimleri ve bilgeleri ısrarla “Kalp gözüyle görmeyi” öğrenmemizi söylerler
Kalbimizle Dünyayı Değiştirebiliriz
Tüm bu anlatılanlar, sahip olduğumuz inançların evrene yollandığı ve Rezonans Kanununun esaslarına göre evrende kendileriyle aynı titreşimdeki enerjileri aradığı anlamına gelir
Benzerler birbirini çeker Bizim enerjimizle rezonans içinde olan her şey hayatımızda tahakkuk edecektir Sözün özü; inandığımız her şey yaşamımızda gerçekleşecektir
Bu nedenle, isterken dikkat edilmesi gereken en önemli noktalar:
Ne dilersen dile, bunu mantık seviyesinden kalp seviyesine taşı,
İsteklerimizin gerçekleşebilmesi için, bunun mümkün olduğuna kesinlikle inanmalıyız
İsteklerimizin gerçekleşebilmesi için önce kendimizi mutlu bir ruh haline sokmalıyız
Öncelikle bilincimizi hedefimize yönlendirmeliyiz ki, hayatımızda gerçekleştirmek istediğimiz şeylerle etkileşime geçebilelim Hayatımızda sadece derinden inandığımız şeyler gerçekleşebilir Bu en başta kendi hakkımızdaki düşüncemiz için geçerlidir Kendimizle ilgili görüşlerimiz yaşayacaklarımızı belirler Tabii ki bu, bir şeyleri harekete geçirebilmek için gerekli olan güç ve kudrete sahip olabilmek için, bu kudretin bize dışarıdan verilmediğini, içimizden husule geldiğini anlamamız gerektiği anlamına da geliyor Demek ki dış dünya, her zaman bizim iç alemimizi yansıtır
İnançlarımız Dış Alemimizi Değiştirmeyi Nasıl Başarıyor?
Son yıllarda modern bilimin tespitlerinde köklü değişiklikler oldu Değişim 1995 yılında Rus Bilim Akademisi’nde Vladimir Poponin ve Peter Gariaev yönetimindeki araştırmalarla başladı Bu iki bilim adamının deneylerinin sonuçları o kadar hayret vericiydi ki, bu deneyler Amerika’da tekrar edildi ve sonuçta orada kamuoyuna duyuruldu
Vladimir Poponin ve Peter Gariaev, “foton” adı verilen ışık parçacıkları vasıtasıyla DNA’nın tutumunu incelemek istiyorlardı Bu test serisinde vakum oluşturmak için bir borunun içindeki tüm havayı aldılar Artık vakumda bile kesin bir hiçlik olmadığı biliniyor Her mekanda özel aletlerle oldukça isabetli ölçülebilen fotonlar (ışık enerjisi) kalıyor Böylece fotonlar borunun vakumunda oldukça düzensiz bir şekilde dağıldı
Bir sonraki adımda boruya insan DNA’sı verildi Ve o anda çok şaşırtıcı birşey oldu Parçacıklar DNA’nın varlığında daha farklı sıralandı DNA, fotonlara direkt olarak etki ediyordu Sanki görünmez bir güçle, fotonları, boruda düzenli bir şekilde sıralamıştı Artık bu deneyde kesinleşen şey şuydu; İnsanın DNA’sı, fiziksel dünyaya direkt etki ediyor
Klasik fizikte, daha önce böyle bir şey gözlemlenmemişti Dahası, klasik fiziğin alışılagelmiş mantığında, böyle bir şeye yer yoktu Yani fotonlar insanların açıklayamadığı bir tutum sergiliyordu Aslında bu yeteri kadar heyecan vericiydi, ama daha sonra olanlar tartışmasız bir devrim niteliğindeydi…Bilim adamları, DNA’yı borudan aldıkları zaman, fotonların düzenli sıralarını bozup dağınık hallerine geri döneceklerini düşünmüştü Ama beklenenin tam tersi oldu! Fotonlar sanki DNA hala oradaymış gibi düzenli sıralarında kaldı
Araştırmacılar deneyleri defalarca tekrarladılar, varılan sonuç aynıydı; fiziksel olarak ayrılsalar bile DNA ve fotonlar arasında hala bir bağ vardı Görünüşe göre, kuantum fiziğinin “kuantum alanı” dediği bir alan aracılığıyla birbirleriyle bağlantılıydılar Boşluk olarak tabir ettiğimiz şey aslında hiç de “boş” değildir, bilakis içinde milyarlarca verilerin dalgalar aracılığı ile hareket ettiği ve yayıldığı bir alandır
Bu deney Rezonans Kanununu anlayabilmemiz için oldukça aydınlatıcı olmuştur Ayrıca bu enerji alanını ayrıcalıklı kılan ise; tanıdığımız hiçbir enerji türüne benzememesidir
Sıkı dokunmuş bir ağ gibi işlediği görülen enerji yüklü bu alan, iç ve dış alemimiz arasında bir nevi köprü görevi görür
Tıpkı ses dalgalarının, havayı taşıyıcı olarak kullandığı gibi, yaydığımız inanç ve düşünce gücü de dünyaya taşınabilmek için bir aracıya ihtiyaç duyar Burada, kuantum alanı devreye girerek, bu aracılık görevini üslenir
Bu enerji alanı, farkında olsak da olmasak da her şeyle ve herkesle bağlantı içinde olmamızı mümkün kılar
Bu esnada “alıcının” bizden ne kadar uzaklıkta olduğunun hiçbir rolü yoktur Bu alıcı yan komşumuz da olabilir, dünyanın öbür ucunda bulunan bir kişi de olabilir Oluşturulan ve yayılan rezonans alanı, her zaman doğru kişiye ulaşır Böylece istediğimiz hedefimizle aramızda, enerji yoluyla kesin ve aktif bir bağlantı kurabileceksek eğer, neden en büyük arzularımızın gerçekleşmesi için daha fazla bekleyelim ki?
Kuantum alanı sayesinde herşeyle ve herkesle hemen bağlantıya geçebiliriz Tek yapmamız gereken şey bunun için bir adım atmaktır;
Rezonans Kanunu, her zaman “evet” der
İnançlarını her zaman doğru çıkarır
Sana karşı gelmez
Mesela, hayatının önemsiz olduğuna ve hiçbir anlam taşımadığına mı inanıyorsun, bu inancın, onaylanacaktır
Gerçek, büyük bir aşkı hak ettiğine mi inanıyorsun, para, manevi ve maddi zenginliği hak ettiğine; hayatının derin, her şeyi kuşatan bir anlamı olduğuna mı inanıyorsun, bu inancın yaşamında gerçekleşecektir
Neye inandığın enerjinin umurunda değildir, inancın yüksek ahlaki değerler taşıyabilir ya da çok kötü bir şey olabilir sana fayda sağlayabilir ya da hayatını zorlaştırabilir, enerji işin ahlaki kısmıyla ilgilenmez ve yargılamaz
Enerji daima senin yaydığın içtekiler doğrultusunda çalışır
İç alemimizde sahip olduğumuz her şey, dış dünyada da karşımıza çıkacaktır
Dünyada karşılaştığımız her şeyin bir kaynağı vardır ve bu kaynak düşüncelerimizdedir Eğer istediğimiz sonuçlara ulaşmak istiyorsak, düşüncelerimizi kontrol etmeye başlamalıyız, çünkü düşündüğümüz her şey bir rezonans alanı oluşturur
Uzun süreli ve sık olarak düşündüğümüz, hissettiğimiz ve söylediğimiz her şey rezonans alanımızı yoğunlaştırır Bu yüzden kaybetmek hakkında her düşünce kaybetmek, kazanmak hakkındaki her inanç da kazanma ihtimalini kuvvetlendirir Bu yüzden dış dünyada değiştirmek istediğimiz her şeyi düşünce gücümüzle değiştirebiliriz
İçindeki yaratıcılığı hatırla ve onu bilinçli olarak kendi iyiliğin için ve diğer insanların iyiliği için kullan!
Arzularımız gerçekleşmek üzere bizi nasıl bulur?
Artık aydınlık getirmemiz gereken tek nokta, bizimle etkileşime geçen enerjinin, bizi nasıl bulacağı konusudur Sonuçta evrende milyarlarca DNA var ve bunların her biri enerji alışverişinde bulunuyor Peki, evren arzularımızı, daha doğrusu arzulananı yolunu şaşırmadan bize nasıl iletir?
Bir yandan sürekli “yayındayız” Rezonans alanımızı durmaksızın pozitif ve negatif düşüncelerimizle programlıyoruz İstek ve amaçlarımızı koruduğumuz sürece, korku ve endişelerimiz içinde aynı şey geçerli, rezonans alanımız bizimle aynı titreşimde olanları bize çeker Diğer yandan ise hepimiz “kod” olarak adlandırdığımız genetik bir isme sahibiz Kriminal teknik ve babalık testi ile ilintili olarak bu kavramı daha önce duymuşsunuzdur Her bir hücrenin DNA’sı da, aynı parmak izi gibi, eşsizdir DNA, başkalarıyla karıştırılması mümkün olmayan genetik bir parmak izi bırakır İşte bu enerji içinde geçerlidir DNA’mızın enerji parmak izi , açık ve net bir adres bırakır Titreşim o kadar belirgindir ki, her zaman bizim için en uygun çözümü bulur
Düşünce Gücümüzle Yeni Bir Gelecek Oluşturabilir Miyiz?
Zaman hiç de göründüğü gibi değildir Sadece bir yöne doğru hareket etmez ve gelecek, geçmişle aynı zamanda mevcuttur Albert Einstein
Düşünce gücümüz sayesinde geleceğimizi etkileyebilir miyiz? Kesinlikle evet! Bunu yapabiliriz, hem de tahmin ettiğimizden daha fazla Kuantum fizikçilerinin nefes kesici buluşları hayatımızı her an tamamen değiştirebileceğimizi ve istediğimiz her şeyi değiştirebileceğimizi, bize bir kez daha gösterdi
Bildiğimiz gibi düşünce gücümüzle enerji yaymaktayız Tabii ki sadece biz değil, diğer bütün insanlarda aynı şekilde enerji gücü yaymakta Aynı titreşimdeki enerjiler birbirlerini çektikleri için tıpkı bizim diğer insanları ve olayları kendimize çektiğimiz gibi başka insan ve olayların da bizi çekiyor olması doğaldır Buradaki tek koşul, iki enerjinin birbiriyle uyumlu olması yani titreşimlerinin birbirine yakın olmasıdır
Bu arada kuantum fiziği, kuantum dalgası denilen şeyin, örneğin; düşünce ve inançlarımızın, sadece fiziksel olarak yayılmakla kalmayıp zaman içine de yayıldığını bulmuştur Yani inançlarımız sadece yer değil, zaman da değiştiriyorlar (zaman dalgaları) Demek ki “normal kuantum dalgası” diye adlandırdığımız, geçmişten geleceğe giden kuantum dalagaları var Bunun dışında, bir de “birleşik karmaşık dalgalar” olarak adlandırdığımız gelecekten geçmişe yayılan dalgalar vardır! Hayret verici değil mi? Ama gerçek Geleceğe yayılan dalgalar “teklif dalgası”, geçmişe geri dönen dalgalar ise “eko dalgası” olarak adlandırılır
Eğer bu iki dalga karşılaşırsa, yani gelecekten gelen bir eko dalgası, bizim yolladığımız bir teklif dalgasına rastlarsa, bu durumda dalgalar birbirlerini modüle ederler ve ikisinin ortak ürünü olarak ortaya “olay ihtimali” dediğimiz şey çıkar Kuantum fiziğine göre “bir olayın gerçekleşmesi ihtimali, geçmişten gelen teklif dalgası ile gelecekten gelen uygun bir eko dalgasının buluşması sonucu ortaya çıkar” Bu şu anlama gelir : “Sadece geçmiş geleceği değil, aynı zamanda gelecek de geçmişi etkiler”
Aklımız bunu idrak etmekte biraz zorlanabilir, çünkü şimdiye kadar hep zamanın geçmişten geleceğe, doğrusal bir biçimde ilerlediğini düşünmüştük Şimdiyse bunun tam tersinin de mümkün olması aklımız için şaşırtıcı Demek ki : Gelecek dışarıda bir yerlerde, çoktan beri mevcut Aksi halde geçmişe, yani bizim şimdiki zamanımıza, dalgalar yollaması mümkün olmazdı Senin geleceğin de şu an, şu saniye mevcut Ama yine de geleceğinin akışı önceden belirlenmemiş, zira geleceğin çeşitli mahiyetlerini seçme imkanına sahibiz
Tabii ki bilincimiz, sadece bir tek zaman algılıyor Farklı bir şey tanımıyoruz Bu şaşılacak bir şey değil, sonuçta duyularımız çok sınırlıBütün ışık yelpazesinin sadece % 8?ini algılayabiliyoruz Geri kalan % 92?lik gerçeği, aynı şekilde bizi çevrelemesine rağmen algılayamıyoruz Aslında var olduğu halde tamamen yok sayıyoruz
Ama yine de etrafımızda hiç tanımadığımız diğer enerji titreşim, dalga ve bilgilerle çevrili
Bildiğim tek şey hiçbir şey bilmediğimdir Sokrates
Teklif dalgamız tüm geleceğimizi dolaşır İster bir saniye sonrası, ister bir ya da on yıl sonraki olaylar olsun, tüm olasılıklar tek tek kontrol edilir Bu aşamada kuantum fiziği şu fenomeni keşfetmiştir: Gelecekteki olay, zaman açısından ne kadar yakındaysa, rezonans da o kadar nettir Bu şu anlama gelir; “Gelecekte gözlediğim bir olay zaman açısından bana ne kadar yakınsa, o olayın gerçekleşip gerçekleşmeyeceği kararı o kadar kesindir”
Yakın gelecekteki bütün olayları, bugünkü bilincimiz belirler
İşte bu noktadan sonra “istemek” konusuna varıyoruz Zira istemek birçok ihtimalden birini yaşamımıza çekmekten başka bir şey değildir
Bir şey istediğimizde, bu doğrultuda bir teklif dalgası yolluyoruz
Bu dalga, bir eko dalgasıyla irtibata geçiyor
Bir gerçekleşme ihtimali meydana getirebilirsek istediğimizin gerçekleşmesi için en uygun şartları sağlamış oluyoruz
İç alemimizde sahip olduğumuz her şey, dış alemde de karşımıza çıkacaktır
Zira dış dünya her zaman iç alemimizi yansıtır
Ancak bilincimizi hedefe yönlendirirsek yaşamımızda sahip olmak istediğimiz şeylerle etkileşime geçebiliriz
Eğer istediğimiz sonuçlara istiyorsak; düşüncelerimizi, duygularımızı ve inançlarımızı gözlemleyerek yönlendirmeye başlamalıyız, zira hissettiğimiz ya da düşündüğümüz her şey, bir rezonans alanı oluşturur
*
Rezonans Kanunu-Pierre Franckh

30 Ağustos 2016 Salı

1 Eylül 2016 Güneş Tutulmasında Yapılması Gerekenler

 Kendimize şu soruları soralım :

-Kendimi gerçekleştirmek adına ne yapıyorum?
-Hayatımda işim, günlük rutinim ve sağlığım konusunda, düzene koymam gereken neler var?
-Üzerime düşenlerin hakkını veriyor muyum? 
-Zamanımı, yeteneklerimi, kaynaklarımı, kendim ve benden etkilenen tüm insanlar adına verimli kullanıyor muyum?
-Sadece alışkanlıklarımı yıkamadığım, daha başka nasıl var olacağımı bilemediğim için, verimsiz, yararsız, kıymeti bilinmeyen, üretken olmayan bir düzeni devam ettiriyor muyum?
-Kendimi sevmeme, saygı duymama engel olan unsurlar neler? Bu konuda ne yapmayı planlıyorum?
-Özyıkıma yatkınlık, bedenime ya da özsaygıma zarar veren seçimler yapmak gibi sorunlarım var mı? Bu konuda ne yapmayı planlıyorum?
-Sorumluluk ve hizmet anlayışım sağlıklı mı?
-Kendime acıma, kurban olmuş hissetme, bastırılmış kızgınlık gibi duygularımın farkında mıyım? Bunları gidermek için ne yapmayı düşünüyorum? 
-Kendime ve ilişkilerime bakışımda bir değişiklik yapmam gerekiyor mu?
-Herkesin işine karışmak, hayatının her cephesini yönetmek, herkesi istediğim yöne DOĞRUDAN ya da DOLAYLI olarak zorlamak, kendi doğrularımı herkesin gerçeği haline getirmeye çalışmak gibi eğilimlerim var mı?
-Neden kendimi gerçekleştirmek ya da iyi hissetmek için başkalarını kendime hedef seçiyorum? 
-Kendi eksiklerimi, hatalarımı kabullenmek ve düzeltmeye çalışmak yerine, neden devamlı başkalarının eksiklerini bularak kendimi anlamlı kılıyorum?
-Fark etmek, detaylı düşünmek, verileri mantıklı bir şekilde yanyana getirerek büyük resmi anlamaya çalışmak yerine, duygusal beklentilerim, varsayımlarım, tepkilerim korkularımla, görüntüyü bulandırıyor muyum?
-Kendime itiraf edemediğim gerçekler, ya da vaz geçemediğim zaaflar, hayat yolumu çizmeme engel mi oluyor?
-Neden detaylarla bu kadar oyalanıyorum?
-Etrafıma açık ve dürüst mesajlar veriyor muyum?

Juno Astrology den alıntıdır.

26 Ağustos 2016 Cuma

GÜNEŞ PATLAMALARI VE İNSAN ÜZERİNDEKİ ETKİLEŞİMLERİ


Son bir kaç aydır ömrümüzde deneyimlemiş olduğumuzdan çok daha kuvvetli güneş patlamaları deneyimlemekteyiz.

Deneyimlediğimiz şey yalnızca güneş ile ilgili değil. Güneş bu zamanda galaksi gerçekleşen çok daha büyük olaylar tarafından tetikleniyor.

Bildirilen etkileşimler:  Tüm dünyadaki bir çok insan da bu zamanda aynı semptomları deneyimliyor. Çoğu tahliller için doktora gidiyorsunuz, ama bir şey çıkmıyor. Etrafınızda bir çok kişiden bunu duyduğunuza eminim.

-Kafada basınç,
-Baş ağrıları, migren,
-Düzgün düşünememe, bir düşüncenin ortasında sözcükleri unutma
-Kulaklarda çınlama
-Tükenmişlik hissiyatı
-Zaman hızlanıyormuş gibi hissedilmesi
-Endişeli ruh hali
-Mide rahatsızlıkları
-İştah dengesizlikleri
-Hazımsızlık
-Kalp çarpıntısı ve düzensizlikleri
-Hormon etkileşimleri

 Hücrelerimizin her birinde dışarıdan gelen titreşimleri toplayan protein kanallarındaki alıcılar var.
Hipotalamus ve hipofiz bezlerimiz güneş patlamalarından gelen bu yeni frekansa uyumlanıyor ve 
bu bedenin gelen tüm enerjiyi işlemek için dinlenmeye gereksinimi olduğunu söyleme şekli. Frekanstaki bu değişime yakından bağlıyız ve çok daha fazla sayıda insan sezgisel olarak bunun farkında. Bir çok insanın yeni sezgisel yetenekleri uyanıyor.

İnsanları alarma geçiren en büyük problem, bedende hissedilen sıcaklık duyumsamaları. Diğerleri hiç nedeni olmadan serin hissediyorlar. Beden görünür neden olmadan soğuk hissettiğinde onun dinlenmek istediğini eklemeliyim.

Birçok insan önceki rüyalarından farklı olan rüyalar görüyor.
Beden bu enerjileri özümsemek için :ekstra çalışıyor ve bunu yaparken, bedenin bu yeni enerjileri enerjisel olarak sindirmesi için ekstra su gerekiyor.

-Bedenin susuz kalmaması için bu zamanda ekstra su içmeniz çok önemlidir.
-Kahve ve diğer şekerli kafeinli içkilerin bedende suyu çekme etkisi var. Kahve ve gıdalardaki MSG sinir sistemini hızlandırır.
-Mitokondriye yardımcı olmak için Omega 3 almanızı tavsiye ederim, çünkü bedenin enerji sistemi ile çalışır.
-B Vitamini Kompleksi sinir sistemi ve beyin fonksiyonları ile çalışır.
-Bedeninizde ağrılar varsa, banyoda Epsom tuzu deneyin.
-Depresyon için Lavanta özü yağı ile banyo yapın.

Derlemedir.






14 Haziran 2016 Salı

FARKEDİP DÖNÜŞMEDİĞİN SÜRECE SADECE GEÇMİŞİNDEN İBARETSİN

GEÇMİŞİ GERİDE BIRAKIN VE GELECEĞİNİZİ GÜÇLENDİRİN

İleriye doğru ilerlemek ve insan varlıklar olarak tekamül etmek için korkularımızı çağırmalı, onların sırrını çözmeli ve salıvermeliyiz. Bu, Yükseliş sürecinin büyük bir parçasıdır. Bu çok büyük dönüşüm günlerinde çok hızlandık, deneyimin insan spektrumundaki her korku, yüzleşmemiz için içimizin derinliklerinden ortaya çıkıyor.

Korkularımızla yüzleşmek içsel güç ve cesaret gerektiriyor. Korkunun bizi kontrol etmesine veya bizi engellemesine izin vererek, korktuğumuzdan daha fazlasını kaybediyoruz. 

Aşağıda, korkunun kendisinin kökenine hitap edebilmeniz için korkuları ortaya çıkarmak için basit bir meditasyon egzersizi var. Çoğu zaman sahip olduğumuz korkular belirsizdir ve olduklarını “düşündüklerimiz” değildir. Korkularınızı keşfedin, onlara meydan okuyun ve eski geçmiş modelleri bırakmanız için onları kucaklayın.Geçmiş korkuları bırakmak bize daha büyük berraklık ve sonra kişisel güç getirir.

·         Gözlerinizi kapatın.
·         Korkuyu teşhis edin/tanıyın. Nedir ?
·         Korku ile temas kurun.
·         Korku ile ilgili ne deneyimliyorsunuz ve fark ediyorsunuz ?
·         Dirençleri fark edin. 
·         Dirençlere bilinçli olarak izin verin ve salıverin. Şimdi korku ile ilgili neyi fark ediyorsunuz ?
·         Bir kapı hayal edin, kapının diğer tarafında bu korku var. Korkunun uzun zamandır görmediğiniz bir arkadaş olduğunu imgeleyin, geçmişte sizi koruyan bir şey.
·         Şimdi korku ile ilgili fark nedir ?
·         Şimdi, kapıyı açın ve korkuyu karşılayın. Nasıl hissettirdiğine daha fazla dikkat edin. Ona bir şeyler sunun, ne istiyor ?
·         Şimdi kalbinizi açın ve küçük bir çocukmuş gibi korkuyu kucaklayın. Ona sarılın, kucaklayın, onu rahatlatın. Bu korkuya ne söylemek istersiniz ?
·         Farklı olan bir şeyler var mı ? Bu korkuyu karşılamaya, tamamen kucaklamaya ve sevmeye istekli olursanız, neler mümkün olur ?

Bu korkuyu gerçekten kucaklamak için bir karar verin. Onu arkadaşınız yapın. Yapmaktan korktuğunuz bir şeyleri yapın. Bu korkuyu size hatırlatan küçük sesin farkında olun. Onu kucaklayarak, kendi yolunuzu seçiyorsunuz. Korkunuzu kucaklamak yaşamı her zaman istediğiniz gibi yaşamanız için sizi özgürleştirir.

Daha da ötesi, korkularınız ile yüzleşmek ve daha büyük kabule sahip olmak bilinçaltınızdaki eski korkuları ve eski alışkanlıkları daha yüksek modellere yeniden programlar. Aynı tetikler, daha önce oldukları gibi artık orada olmazlar. Bu şekilde duygusal yük temizlenir ve büyük ferahlama veya nötralite hissedersiniz.


Sevgiyle,

Lisa Renee

3 Haziran 2016 Cuma

ERMİŞ -THE PROPHET- ANİMASYON FİLM

Yönetmen: Roger Allers, Gaëtan Brizzi

Seslendirenler: Liam Neeson, Salma Hayek, Quvenzhané Wallis

Konusu: Mustafa dualiter yaşamın her anına farkındalık getiren felsefi yaşam tarzı yüzünden cezalandırılmış ve bir dağ evinde gözetimde tutulmaktadır. Fakat onca senelik bir aranın ardından doğduğu ve büyüdüğü yere geri gelir. Hiç unutulmadığı  fikirleri ve sohbetleri ile insanlarına  ışık olduğu o küçük kasabasına geri getirilir. Onu sevenler heyecanla onu karşılar fakat yaydığı fikirlerden rahatsız olanlar tarafından kandırılarak bu sefer hapse atılır.Bu küçük şehirde geçen tüm onu sevenlerle arasında geçen konuşmalar Lübnanlı şair Halil Cibran’ın “Ermiş” adlı eserinden uyarlanmış Bu animasyon filmi, özgürlük, aşk, iş, çocuklar, hayat ve ölümü değişik açılardan şiirsel bir dille anlatıyor. Seduşka iyi seyirler diler...

http://www.fullhdfilmizlesene.org/animasyon-filmleri-izle/the-prophet-animasyon-film-izle/tek4


27 Mayıs 2016 Cuma

ÇOCUKLARINIZ OYUN HAMURU DEĞİLDİR. !

DÜNYADAKİ EN İYİ NİYETLERLE ÇOCUKLARINIZI ŞARTLANDIRDIĞINIZI FARK EDİN !


Ağaçlar, kimse onlara nasıl büyüyeceklerini öğretmeden büyümeye devam ederler. Hayvanlar, kuşlar bütün varoluş hiçbir programa ihtiyaç duymaz. programlama fikrinin kendisi temelde esaret yaratıyor. Ve insan binlerce yıldan beri farklı isimlerde köleler yaratmaktadır. İnsanlar bir isimden bıktığında, başka bir isim derhal onun yerini alır. Değiştirilmiş birkaç program, koşullanmanın sağında solunda birkaç değişiklik _ama temel mesele aynı kalır_ebeveynler, eski kuşak, çocuklarının belirli bir tarzda olmasını ister. Bu nedenle "Nasıl" diye soruyorsun.
Bana göre ebeveynlerin işlevi çocukların büyümesine yardım etmek değildir_onlar sensizde büyüyecekler. Senin işlevin desteklemek, beslemek, zaten büyümekte olana yardım etmektir. Yön gösterme ve idealler verme. Onlara neyin doğru, neyin yanlış olduğunu söyleme : Bırak kendi deneyimleriyle bulsunlar.
Sen tek bir şey yapabilirsin ve o da kendi yaşamını paylaşmaktır. Çocuklarına ebeveynlerin tarafından koşullandırıldığını belli sınırlarla belli ideallere göre yaşadığını bu sınır ve idealler yüzünden yaşamı tamamen kaçırdığını; ve onların yaşamını mahvetmek istmediğini anlat. Onların tamamen bağımsız olmasını istersin senden bağımsız, çünkü onlar için sen bütün GEÇMİŞİ  temsil ediyorsun.
Çocuklara "bizden bağımsız olmanız gerekir. Bize itaat etmeyin, kendi zekalarınıza güvenin. Yoldan çıksanız bile bir köle olarak kalmaktan ve daima doğru kalmaktan çok daha iyidir. Kendi başına hatalar yapmak ve bu hatalardan ders çıkarmak başka birisini takip etmekten ve hata yapmaktan daha iyidir. Ancak o zaman takip etmek dışında hiçbir şey öğrenemeyeceksin. Ve bu zehirdir. Saf zehir demek cesaret ister ve bir annede ve bir babada çok büyük sevgi olmasını gerektirir.
Sevdiğin zaman çok kolaydır. Nasıl olduğunu sorma, çünkü nasıl bir yöntem, bir teknik istiyorsun demektir. Ve sevgi bir yöntem değildir.
Çocuklarını sev onların özgürlüğünden zevk al. Hatalar yapmalarına izin ver. Nerede hata yaptıklarını görmelerine yardım et. Onlara hata yapmak yanlış değildir. Olabildiğince çok hata yap, çünkü bu şekilde daha çok öğreneceksin. Fakat tekrar tekrar aynı hatayı yapma, çünkü bu seni aptal yapar de.
 Yani benden basit bir cevap çıkmayacak. Bunu çocuklarınla an ı yaşayarak onlara küçük şeylerde mümkün olan her özgürlüğü tanıyarak bulmak zorunda kalacaksın.

 OSHO; ŞÖHRET SERVET VE İHTİRAS KİTABINDAN

26 Mayıs 2016 Perşembe

NASUH-İ SAYIK (Nasuh Tövbesi)

 NASUH-İ SAYIK (Nasuh Tövbesi)

 Euzübillahimineşşeytanirracim Bismillahirrahmanirrahiym

Sizlerden bir istirhamım var; Bu duayı lütfen dostlarınıza da iletin ki bu vesile ile faydası dokunsun... bunu size ulaştıran silsileye de dua etmeyi unutmayınız... Mü'minin, mü'mine duası daha makbuldur...

 Euzübillahimineşşeytanirracim Bismillahirrahmanirrahiym

Günahları örten ve mağfiret eden, dilediğini günah işlemekten alıkoyan Allah’ım! Senin cezanı ve azabını hakedecek günahlar işledim. EL GAFUR!(kullarının günahlarını bağışlayan) isminin hürmetine işlediğim günahların affı ve tövbesi için huzuruna pişmanlıkla tövbe ve secde etmeye geldim. Allah’ım! Affedilmeme izin ver, eğer sen affetmezsen dünyam ve ahretim helak olur. Bu yaşıma kadar geride bırakmış olduğum zaman, dünya ve ahretime faydası olmayan derin bir uyku ve gaflet içinde geçti. Allah’ım bu ne kötü bir yol, bu ne kötü bir uyku. Senin emirlerinden, sözünden, kitabından, dininden ve peygamberlerinden ve sana kul olmaktan yüz çevirip, dünyanın derdine, verdiklerine, eğlencesine düşüp, hayaline ve görüntüsüne dalıp, ahretimi unuttuğum için büyük bir helak ve yıkım içerisindeyim. Ben ki günahkar bedeni cehennem ateşinde yanmayı hak etmiş olan, aciz ve güçsüz kulun senin isimlerine sığınır ve affedilmeyi beklerim. Affetmeyi, mağfireti ve hidayetini dilediği kuluna veren ve onu nankörlüğü ile cehenneme gitmekten kurtaran, günahlarının affı ve tövbesi için vakit veren Allah’ım! Güzel isimlerine, tek ve bir olan, eşi benzeri olmayan, bütün kainatta Esma-ül Hüsna’nın İsimleriyle kendini tanıttıran, varlığının yüce şanına sığınır ve senden başka kurtarıcım olmadığına şehadet ederim..
EŞHEDÜENLAİLAHEİLLALAH ve yine şehadet ederim ki Muhammed aleyhissalatu vessalam senin kulun ve Rasulündür.. VE EŞHEDÜ ENNE MUHAMMEDEN ABDEHÜ VE RASULEHÜ.. Allah’ım sana tam bir hidayet ile razı olduğun bir kul olmayı bana, aileme ve tüm Ümmet-i Muhammed’e nasip eyle ve bizleri iman üzerine yaşat ve öylece huzuruna al. YÂ RAHMAN! Dilimle, nefsimle, bedenimle ve azalarımla işlediğim bütün günahlarımın affı için senin bağışlayıcılığına ve büyüklüğüne niyaz ederim.. Allah’ım kullarından gıybet ettiğim, iftirada bulunduğum, alay ettiğim, hor gördüğüm, kınadığım, küçümsediğim insanlara dilimle yaptığım bütün zulümlerden ve kötü sözlerden YÂ GAFFAR! (çok affeden) isminle tövbe ettim.. tövbe ettim.. tövbe ettim.. Estağfirullah Yâ Gaffar! ( tövbe ettim..Estağfirullah Yâ Gaffar 100 tekrar) Allah’ım soyumdan ölmüş ve sağlara, arkadaşlarıma, komşularıma, tanıdığım ve tanımadığım insanlara yaptığım gıybet, iftira, kınama su-i zan, haset, kibir, koğuculuk ve beddualardan YÂ TEVVAB! (bütün tevbeleri kabul eden) isminle tövbe ettim..tövbe ettim.. tövbe ettim.. Estağfirullah Yâ Gaffar! (tövbe ettim..Estağfirullah Yâ Gaffar 100 tekrar) Allah’ım! Anneme ve babama, verdiğin hayata, kadere, yaşama ve ölüme, sağlığıma ve hastalığıma, hayırlara ve şerlere, afiyete, nimetlere, yediklerime ve içtiklerime, giydiklerime isyan ettim. YÂ AFÜVY (kullarını çok çok affeden) isminle tövbe ettim..tövbe ettim.. tövbe ettim.. Estağfirullah Yâ Gaffar!( tövbe ettim..Estağfirullah Yâ Gaffar 100 Tekrar) Allah’ım! Bedenime ve yarattığın azalarıma şükürsüz davrandım isyan ettim.. Gözlerimle, kulaklarımla, ellerimle, ayaklarımla, dilimle, midemle ve bütün vücut azalarım ile günah işledim günahlarımdan tövbe ettim.. tövbe ettim.. tövbe ettim.. Estağfirullah Yâ Gaffar!(tövbe ettim..Estağfirullah Yâ Gaffar 100 tekrar) GÖZLERİMLE; Haram olana baktım, kınadım, hor gördüm YÂ BASİR!(her şeyi bütün incelikleriyle gören) isminle tövbe ettim..( tövbe ettim.. Estağfirullah Yâ Gaffar 33 tekrar) KULAKLARIMLA; Gıybet ve dedikodu dinledim, kötü ve yasak olanı işittim YÂ SEMİ! (gizli açık her sesi işiten) isminle tövbe ettim.. (Estağfirullah Yâ Gaffar 33 tekrar) ELLERİMLE; Hakkım olmayana el uzattım, insanlara zulüm yaptım (vurdum ve dövdüm) YÂ BATIN! (her şeyin iç yüzünden haberdar olan) isminle tövbe ettim.. (tövbe ettim.. Estağfirullah Yâ Gaffar 33 Tekrar) MİDEMLE ; Helal olmayan şeyleri yedim. (Faiz yedim ve yedirdim) YÂ ALİM! (her şeyi hakkıyla bilen) isminle tövbe ettim.. (tövbe ettim..Estağfirullah Yâ Gaffar 33 tekrar) DİLİMLE; Yalan söyledim, kınadım, horladım, aşağıladım, alay ettim, Gıybet ve dedikodu yaptım, iftira attım, insanların kalplerini kırdım, anneme ve babama karşı geldim asi oldum, ölmek istedim, yaşamaya ve var olmaya isyan ettim, lanet okudum. YÂ AZİM! (kendisine büyük ümitler beslenen) isminle tövbe ettim.. tövbe ettim.. tövbe ettim.. Estağfirullah Yâ Gaffar! (Estağfirullah Yâ Gaffar 100 Tekrar) KALP ve RUHUMLA BESLEDİĞİM; Kibir, adavet, öfke, kin, nefret, ucûb, hırs, aç gözlülük, kendimi beğenme ve başkalarından üstün görme, haset, iki yüzlülük, isyan, büyüklük, fesatçılık, fitnecilik, riyakarlık, hıyanet, sevgisizlik, merhametsizlik, cimrilik, kıskançlık günahlarımdan YÂ KUDDÜS! (bütün mahlukatı maddi manevi kirden arındıran) isminle tövbe ettim.. tövbe ettim..tövbe ettim.. Estağfirullah Yâ Gaffar! (tövbe ettim..Estağfirullah Yâ Gaffar 100 tekrar) BEDENİMLE ve AZALARIMLA; İşlediğim zina günahlarımdan YÂ TEVVAB! (bütün tevbeleri kabul eden) isminle tövbe ettim..tövbe ettim..tövbe ettim.. Estağfirullah Yâ Gaffar! (Estağfirullah Yâ Gaffar 100 Tekrar) Beni yoktan var eden YA MUBDİ! (varlıkları örneksiz ve yoktan yaratan) Beni bu dünyada yalnız bırakmadın. Benim dünyaya gelmeme vesile olan annem ve babam için sana sonsuz kere şükrediyorum. Tövbeleri kabul edip günahları bağışlayan Allah’ım! Anneme ve babama okuduğum bütün beddualarımdan, lanetlemelerimden, kötü sözlerimden ve onlara asi olmaktan YÂ HAYY! İsminle tövbe ettim.. tövbe ettim.. tövbe ettim.. Estağfirullah Yâ Gaffar! Allah’ım ben onlardan razıyım sende onlardan razı ol.. Anneme ve babama okuduğum dil lanetinden bana ve aileme musallat olan şeytanlardan beni arındır YA KAHHAR! (her şeye galip gelen ve bütün düşmanlarını kahreden) Affı çok günahları mağfiret eden YA HALİM! (yarattıklarına son derece yumuşak muamele eden) bu günahlarımdan beni helak etme senden affını dileniyorum. Günahlarımızın affı için biz kullarına yol göster senin affına, rızana, kudretine, şefkatine ve merhametine muhtacız.. Anneme, babama, kardeşlerime, soyumdan ölmüşlere ve sağlara, komşularıma, arkadaşlarıma, Müslüman din kardeşlerime dilimle okuduğum bütün lanetlemelerimden, sitemlerimden, küfür ve kötü sözlerimden tövbe ettim.. tövbe ettim..tövbe ettim.. Estağfirullah Yâ Gaffar! Bu günahı işleyen bütün ölmüş ve sağ akrabalarımın ve atalarımın adına da ben sana tövbe ettim.. tövbe ettim.. tövbe ettim Estağfirullah Yâ Gaffar!( tövbe ettim.. Estağfirullah Yâ Gaffar 100 Tekrar) Allah’ım! Evlatlarıma okuduğum ve okuyacağım bütün beddualarımdan ve lanetlemelerimden tövbe ediyor ve senin affına sığınıyorum. Evlatlarıma doğumlarından ölümlerine kadar okuduğum ve okuyacağım bütün beddualarımdan ve lanetlemelerimden tövbe ettim.. tövbe ettim.. tövbe ettim.. Estağfirullah Yâ Gaffar! (tövbe ettim..Estağfirullah Yâ Gaffar 100 Tekrar) Allah’ım geçmişte ve gelecekte, dünya ve ahirette onlar üzerindeki bütün (analık ve babalık) haklarımı onlara helal ettim.. helal ettim.. helal ettim.. şahid ol Ya Rabbi.. Estağfirullah Ya Gaffar! Allah’ım dil ile lanetlemekten ve lanetlenmekten gelen şeytanlardan beni ve evlatlarımı arındır YA VEDÜD! (itaatkar kullarını çok seven) Yarattığın zerreler adedince tövbe ettim.. tövbe ettim.. tövbe ettim.. Estağfirullah Yâ Gaffar! (tövbe ettim..Estağfirullah Yâ Gaffar 100 Tekrar) Allah’ım dünya ve ahirette ben evlatlarımdan razıyım sende onlardan razı ol. Şahid ol Ya Rabbi.. Ben gaflet uykusu içinde günahkar oldum ve boğuldum. “EL-AMAN, EL-AMAN! YÂ- RAHMÂN! YÂ HANNÂN! YÂ-MENNÂN! YÂ DEYYÂN! Beni çirkin günahlarımın arkadaşlıklarından kurtar! (Mesnevi-i Nuriye/Zühre 142 Risale-i Nur) Doğrusunu sen bana öğret, bana ve Ümmet-i Muhammed’e hidayet et. Allah’ım dil lanetini benim, soyumdan ölmüş ve sağların üzerinden kaldırman ümidiyle affına ve YÂ HAKEM! (hükmeden hakkı yerine getiren) isminle yalvarıyorum. YÂ HASİP (kullarının bütün fiillerinin hesabını gören) beni kötü sözlere, bedduaya, lanet okumaya düşüren bütün kötü davranışlarımı ve hallerimi dilimden, kalbimden, ruhumdan, evimden ve bütün Ümmet-i Muhammed’in üzerinden kaldırman için YÂ MUCİB! İsminle tövbelerimin ve dualarımın cevaplarını senden niyaz ediyorum ve senden merhamet dileniyorum.. YÂ VELİY! (müminlerin dostu) dilimi kötü sözlerden küfürden ve sana şirk koşmaktan koru. Allah’ım bana aileme ve bütün mümin kardeşlerime dua etmeyi, tövbe etmeyi ve güzel konuşmayı öğret. Kötü sözleri, bedduayı ve dil belasını bizlerden defet. Bizlere hayır, kuran, sünnet ve iman üzerine konuşmayı öğret YÂ TEVVAB! YA SETTAR BİRAHMETİKE YA ERHAMERRAHİMİYN.. Ey Rabbim! Şeytan’ın vesveselerinden sana sığınıyorum.(Mü’minün Süresi-97) Ey Hayy ve Kayyum olan! Hayy ve Kayyum dan olan isimlerinin hürmetine, bu perişan kalbe bir hayat ver, bu müşevveş akla doğru yolu göster.(Âmin)-(Sözler/On Yedinci Söz/207) YÂ RAB! Pişmanım, utanıyorum, sayısız günahlarımdan ar ediyorum, zelilim. İstikrarsız yaşamaktan göz yaşı döküyorum. Garibim, kimsesizim, yalnızım, zayıfım, güçsüzüm, hastayım, acizim, (yaşlıyım) ihtiyarsızım “El amân” diyorum, af diliyorum, dergahından yardım istiyorum Ey Allah’ım! (Sözler/On Sekizinci Söz/213) Ey Rabbim! Şeytan’ın vesveselerinden sana sığınıyorum.(Mü’minün Süresi-97) Ve Rabbim, (şeytanların) benim yanımda bulunmalarından da sana sığınırım. (MU'MİNÛN-98) *Allah’ım bana verdiğin bütün mal-mülk ve nimetlerin, şükrünü hakkıyla yerine getirmeyip, bütün mülkün sahipliğini kendimde bilmekten tövbe ettim.. tövbe ettim.. tövbe ettim Estağfirullah Yâ Gaffar!( tövbe ettim..Estağfirullah Yâ Gaffar 33 tekrar) *Allah’ım yaptığım ibadetleri ve iyilikleri beğenmekten, ucûb yapmaktan, tam bir ihlas ile senin rızan için değil, kendi nefsim için yaparak başkalarına beğendirip riyaya düşmekten tövbe ettim.. tövbe ettim.. tövbe ettim Estağfirullah Yâ Gaffar! ( tövbe ettim..Estağfirullah Yâ Gaffar 33 tekrar) *Allah’ım başkalarının mallarını, eşyalarını, giyisilerini hayatlarını kıskanmaktan ve kibir yapmaktan, verdiklerine kanaat etmeyip aç gözlülük yapmaktan tövbe ettim.. tövbe ettim.. tövbe ettim Estağfirullah Yâ Gaffar! (Estağfirullah Yâ Gaffar 33 tekrar) *Allah’ım mazluma ve günahsıza, dilim ve ellerimle eziyet etmekten, haklarını yemekten, fakir doyurmamaktan senin mülkün olan malımla kimseye yardım etmemekten, zekatı terk etmekten ve cömert olmayıp, cimri olmaktan tövbe ettim.. tövbe ettim.. tövbe ettim Estağfirullah Yâ Gaffar! (Estağfirullah Yâ Gaffar 33 tekrar) *Allah’ım kendimi başkalarından üstün ve yüksek görmekten tövbe ettim.. tövbe ettim.. tövbe ettim Estağfirullah Yâ Gaffar!( tövbe ettim..Estağfirullah Yâ Gaffar 33 tekrar) *Allah’ım insanların bilmediğim, görmediğim ve duymadığım sözleri ve fiilleri hakkında doğrudur veya yanlıştır deyip iftira ve suizan’a düşmekten ve insanları düşürmekten tövbe ettim.. tövbe ettim.. tövbe ettim Estağfirullah Yâ Gaffar!( tövbe ettim.. Estağfirullah Yâ Gaffar 33 tekrar) *Allah’ım benim ve zürriyetimden kullarına yapmış olduğumuz kınama, horlama, küçümseme, aşağılama, günahları ile yargılama, hata ve davranışlarımız için sana tövbe ettim. Allah’ım günahını aldığım insanlar adına da ben sana tövbe ettim. tövbe ettim.. tövbe ettim.. tövbe ettim Estağfirullah Yâ Gaffar!( tövbe ettim..Estağfirullah Yâ Gaffar 33 tekrar) Ey Allah'ım, nefsim (senin) irade tufanının denizlerinde yüzen bir gemidir, orada senden Sana sığınmaktan başka çare yoktur. Ey Allah'ım bu nefis gemisinin akıp gitmesini ve limana yanaşmasını senin adın ile yap. Muhakkak Rabbim günahları çok bağışlayıcıdır. Ahirette sadece müminlere rahmet edendir. Ey Allah'ım, beni seninle meşgul et, senden uzaklaştıracak şeylerden uzaklaştır; ta ki bilmediğim şeyleri senden istemeyeyim. Ey Allah'ım beni (senden) başka şeylerden koru. Ey Allah'ım, beni kederlerden arındır. Beni seçkin kullarını koruduğun şeyle koru; ta ki (senden başka) bir şeyle huzur bulmayayım. Ey Allah'ım, beni mağaradakinin ikincisi olarak andığınla beraber an. Ey Allah'ım, beni yetenekleri ve basiretleriyle gelen nurları görenlerden eyle. Üzerime Muhammed'in aleyhissalatuvessalam inayet ve sıddıklık sevgisi denizlerinden dök. Ben de onunla, şiddetli karanlıktan nurların kaynağına gireyim, beni (benliğimi alarak seninle) cem eyle (artık senden başkasını değil sadece seni düşüneyim). Beni gizli sırrın ile açığa çıkan gerçekler arasına koy, ruhumdan felekleri yönetim gizemlerini kaldır da bana eşyanın hakikatini göster. Her feleği yönettiğin sırrı görmeyi bana nasip eyle, harf ile isim arasında bulunan dengenin sırrını göster ki, bugün mülk kimindir, kahredici Allah'ın hakikatiyle kuşatılmadan kıyametten önce bana hakikatleri kavramayı nasip eyle. Ey Allah'ım, hiçbir murada ve makama aldırmadan bu makama yükselene salât eyle, onun ailesine ve sahabesine de salat eyle. Ey Allah'ım, ey hayatı ezeli ve ebedi olan, ey bütün mevcudat kendisiyle kaim olan, ey celal ve ikram sahibi! Senden her saat, her lahza gökler ve yer ehlinin senin ilmin dahilinde olmuş ve olacak tüm varlıkların her göz açıp kapamasında, bizim için (bütün güzellikleri) vermeni istiyorum. Ey Allah'ım, efendimiz Muhammed'e (a.s.v.) onun ailesine, ashabına, peygamber kardeşlerine bin kere bin salât eyle, sonsuz bitmeyen ebedi bütün salâtları eyle, zatının yarattıklarına üstünlüğü gibi salât edenlerin salâtlarına üstün olan bütün salâtlar ile salât eyle. Ey merhametlilerin en merhametlisi. Allahın adıyla. Kâf hâ ayn sâd korundum, kendime yeterli kılındım. “Allah onlara karşı seni koruyacaktır." (Bakara 137) Allahın adıyla. Hâ mim ayn sin gâf himaye edildim, (günahtan sakınmaya) kuvvet ve (ibadet etmeye) kudret ancak pek yüce ve pek büyük Allah'ın yardımıyladır. Allah'ın adıyla. O hiçbir şeye muhtaç olmayandır, zenginleştirildim. "Gaybın anahtarları yalnızca O'nun katındadır. Onları ancak O bilir." Karada ve denizde olanı da bilir. Hiçbir yaprak düşmez ki onu bilmesin. Yerin karanlıklarında da hiçbir tane, hiçbir yaş, hiçbir kuru şey yoktur ki apaçık bir kitapta (Allah'ın bilgisi dahilinde Levhi Mahfuz'da) olmasın." (En'am 59) Her şeyi bilen Allah'ın adıyla öğretildim. “Allah bilir, siz bilemezsiniz.” (Nahl 74) Kuvvetli Allah'ın adıyla güçlendirildim. “Allah, inkar edenleri hiçbir hayra ulaşmaksızın kin ve öfkeleriyle geri çevirdi. Allah, savaşta müminlere kâfi geldi. Allah kuvvetlidir, mutlak güç sahibidir. ” (Ahzab 25) Ey Allah'ım, üstümüze döşenmiş olan gök sergisini, bineğiyle delip geçen efendimiz Muhammed'e, onun ailesine ve sahabesine salât ve selam eyle. İşlerimde ve Müslümanların işlerinde lütfunu gönder, ey âlemlerin Rabbi. Ey yedi semâların ve yüce arşın sahibi olan Rabbim! Beni Cinlerin, insanların ve tâbi'lerinin, onlardan herhangi birinin bana taşkınlık etmesinin şerrinden beni muhafaza buyur. Senin muhafazan ne büyüktür! Senan yücedir, Senden başka da ilâh yoktur. En hayırlı koruyucu da Allah'tır. Ve O, merhamet edenlerin en merhametlisidir. (Yûsuf-64) Ve onu, her inatçı ve âsi Şeytandan koruduk.(SÂFFÂT-7) “Ve hıfzan min kulli şeytânın mârid” Ve Biz, onu taşlanmış (kovulmuş) şeytan(lar)ın hepsinden muhafaza ettik. (HİCR-17) “Ve hafıznâhâ min kulli şeytânin recîm” Hiçbir kimse yoktur ki onun bir gözetip koruyan memuru bulunmasın. (TÂRIK-4) “İn kullu nefsin lemmâ aleyhâ hâfız” Şeytanlardan da onun için dalgıçlık yapan ve daha başka işler için çalışanları emrine vermiştik ve onların hepsini zapteden Bizdik. (ENBİYÂ-82) “Ve mineş şeyâtîni men yegûsûne lehu ve ya’melûne amelen dûne zâlike, ve kunnâ lehum hâfızîn.” Halbuki İblisin onlar üzerinde, hiçbir zorlayıcı gücü yoktu. Zaten İblise inananları baştan çıkarma izni vermişsek, ahiretin varlığına gerçekten inananları, ona şüphe ile bakanlardan, kesin bir şekilde ayırt etmek için vermişizdir. Çünkü Rabbin, herşeyi görüp gözetendir. (SEBE-21) “Ve mâ kâne lehu aleyhim min sultânin illâ li na’leme men yû’minu bil âhireti mimmen huve minhâ fî şekkin, ve rabbuke alâ kulli şeyin hafîz” Ve onlar, O'ndan (Allah'tan) başka dostlar edindiler. Allah, onların üzerine Hafîz'dir (yaptıklarını hayat filmlerinde muhafaza eder). Ve sen, onlara vekil değilsin.( ŞÛRÂ- 6) “Vellezînettehazû min dûnihî evliyâllâhu hafîzun aleyhim ve mâ ente aleyhim bi vekîl” Allah’ım tövbeye yöneldim, bağışlayıcılığın ve merhametinin affına sığındım. Allah’ım bu aciz kulunun tövbelerini kabul eyle, doğru yolu bulanlardan ve huzuruna imanla gelenlerden eyle. Günahlarımın pişmanlığı ile beni huzurunda utandırma Allah’ım. Günahkar olarak yüz çevirmekten ve gaflete düşmekten sana sığınırım. Allah’ım beni bulunduğum bu fena halden kurtar ve bulunduğum bu yanlış halimi düzeltmem için bana yol göster. Beni lanetlenmekten, kıyamette hüsrana düşmekten ve beni bu dünyevi işlerin karanlığından çıkar ve hidayete erenlerden eyle. Allah’ım bana arınmanın ve temizlenmenin yollarını öğret beni kurtaracak olan yalnızca sensin.. YA SETTAR BİRAHMETİKE YA ERHAMERRAHİMİYN.. “Ey Rabbimiz, bize dünyada iyi hal ver ve ahrette merhamet ihsan et; ve bizi cehennem azabından koru” (BAKARA-201) “Ey Rabbimiz! Bizi sana teslim olanlar kıl; neslimizden de sana teslim olan bir ümmet yetiştir. Bize ibadet yerlerimizi göster. Tövbemizi kabul et; çünkü sen tövbeleri ziyadesiyle kabul edensin ve çok merhametlisin.” (BAKARA-128) “Rabbimiz, biz inandık, günahlarımızı bağışla ve bizi cehennem azabından koru” (ÂLİ İMRÂN-16) “Ey Rabbimiz! Günahlarımızı ve işimizdeki aşırılıklarımızı bağışla, ayaklarımızı sağlam tut ve kâfirler topluluğuna karşı bize yardım et!” (ÂLİ İMRÂN-147) “Ey Rabbimiz! üzerimize sabır yağdır ve bizi müslüman olarak öldür.” (A'RÂF-126) “Ey Rabbim! Ben senden hakkında bilgim olmayan şeyi istemekten sana sığınırım. Eğer beni bağışlamaz ve esirgemezsen, ben ziyana uğrayanlardan olurum!” (HÛD- 47) “Rabbimiz, muhakkak ki Sen, bizim gizlediğimiz şeyi de gizlemediğimiz (alenî olan) şeyi de bilirsin. Yeryüzünde ve sema(lar)da hiçbir şey, Allah'a gizli değildir”. (İBRÂHÎM-38) “Rabbim! Beni, namazı hakkıyla edâ eden bir kimse eyle; zürriyetimden de (böyle kimseler yarat)! Rabbimiz! Duâmı kabûl buyur!” (İBRÂHÎM-40) “Rabbimiz, hesap yapıldığı (görüldüğü) gün beni, annemi, babamı ve mü'minleri mağfiret et (günahlarımızı affet)” (İBRÂHÎM-41) “Rabbim! Gireceğim yere dürüstlükle girmemi sağla; çıkacağım yerden de dürüstlükle çıkmamı sağla. Bana tarafından, hakkıyla yardım edici bir kuvvet ver.”( İSRÂ-80) “Rabbimiz bize merhametini yağdır ve bu durumdan bize bir kurtuluş yolu göster” (KEHF-10) “Ey Rabbim! Göğsüme genişlik ver.”( TÂHÂ-25) Kâle rabbişrah lî sadrî. “Rabbim, beni tek başıma bırakma ve Sen, varislerin en hayırlısısın.” (ENBİYÂ-89) Ey Rabbim! Şeytan’ın vesveselerinden sana sığınıyorum.(Mü’minün Süresi-97) Ve Rabbim, (şeytanların) benim yanımda bulunmalarından da sana sığınırım. (MU'MİNÛN-98) Ey Rabbimiz! İman ettik, bizi bağışla ve bize merhamet et, sen merhamet edenlerin en hayırlısısın. (Mü’minun Sûresi – 109) “Rabbimiz cehennem azabını bizden uzaklaştır. Muhakkak ki onun azabı daimî helâk edicidir.”(FURKÂN-65) “Gerçekten de o cehennem, ne kötü bir yer ve ne kötü bir duraktır.” (FURKÂN-66) “Rabbimiz! Bize gözümüzü aydınlatacak eşler ve zürriyetler bağışla ve bizi takvâ sahiplerine önder kıl!” (FURKÂN-74) “Rabbim bana hikmet bağışla ve beni salihlere dahil et.” (ŞUARÂ-83) “Bana sonra gelecek nesiller içinde doğruluk ve iyilikle anılmayı nasip et”. (ŞUARÂ- 84) “Ve beni, ni'metlendirilmiş cennetlerinin varislerinden kıl”. (ŞUARÂ-85) “Rabbim! Doğrusu bana indireceğin her hayra (lütfuna) muhtacım.” (KASAS-24) “Rabbimiz! Bizi ve bizden önce gelip geçmiş imanlı kardeşlerimizi bağışla; kalplerimizde, iman edenlere karşı hiçbir kin bırakma! Rabbimiz! Şüphesiz ki sen çok şefkatli, çok merhametlisin!” (HAŞR-10) “Rabbimiz! Ancak sana dayandık, sana yöneldik. Dönüş de ancak sanadır.” (MUMTEHİNE-4) “Rabbimiz! Bizi, inkâr edenler için bir imtihan (vesîlesi) kılma! (Onları bize musallat etme!) Rabbimiz! Bize mağfiret eyle! Şübhesiz ki Azîz (kudreti dâimâ üstün gelen) ve Hakîm(her işi hikmetli olan) ancak sensin!” (MUMTEHİNE-5) “Rabbimiz, bizim nurumuzu tamamla ve bize mağfiret et (günahlarımızı sevaba çevir). Muhakkak ki Sen, herşeye kadirsin.” (TAHRÎM-8) Allah’ım sana ortak koşmaktan, münafıklıktan, insanı küfre sürükleyen sözlerden tövbe ettim. İman eksikliğinden, Allah’ım seni zikretmeyi ve anmayı unutup terk etmekten tövbe ettim. Bedenen temiz olmayı bırakıp, pis ve kirli olmaktan ve öylece yaşamaktan tövbe ettim. Gusülsüz ve abdestsiz bulunmaktan ve öylece yiyip içip dolaşmakatan, ibadette bulunmaktan tövbe ettim. Helal nimetlerine şükretmeyip, haram yemekten, içmekten tövbe ettim. Abdest almamaktan tövbe ettim. Beş vakit farz olan namazlarımı bilerek terk etmekten, aileme ve etrafımdakilere namazı tavsiye etmemekten tövbe ettim. Senin rahmetinden ümidimi kesmekten tövbe ettim. Falcılık, sihir ve büyü yapan kahin ve medyumların sözlerine inanmaktan tövbe ettim. İnsanlar arasında, ailem, akrabalarım ve yakınlarımın arasında fesat karıştırmaktan ve her işin arasına uğursuzluk koymaktan ve uğursuz saymaktan tövbe ettim. Kötü ahlaklı, asi insanlarla arkadaşlık kurmaktan, onların kötü alışkanlıklarını beğenip, yapmaktan. Hakaret edilecek şeye hürmet etmekten. Yanlışa doğru demekten, kötüye iyi demekten, harama helal demekten tövbe ettim. Âhirete inanmamaktan dünyada iyi ve faydalı işler için çalışmayıp, kötü ve fena işleri sevmekten tövbe ettim. Harpte vatan ve din uğrunda çarpışmayıp düşmandan kaçmaktan tövbe ettim İnsan öldürmekten tövbe ettim. Anne ve babama karşı gelmekten, onlara ve akrabaya yardım etmemekten, akraba ziyaretini terk etmekten tövbe ettim. Faizle tefecilik yapmaktan tövbe ettim. İnsanlara iftira atmaktan tövbe ettim. Yetime kötü muamele edip, malını yemekten ve mirasta tam hakkını vermemekten tövbe ettim. Zina yapmaktan, gayri meşru bir şekilde yabancı bir kadınla beraber olmaktan, bulunmaktan tövbe ettim. Cinsi sapıklıktan ve bu gibi kötü ahlaksızlıklardan sakınmamaktan tövbe ettim. Tam bir sadakat ve hulûsla işlenen günahlardan tevbe ve istiğfar etmemekten tövbe ettim. Ölümü hak bilmeyip, senin korkunu daima göz önünde ve hatırda tutmamaktan, unutmaktan tövbe ettim. Beni ve tüm insanları fenalığa sevk eden şeytana ve nefsime uymaktan tövbe ettim. Cahil kalmaktan, bilgisiz kalıp her sanat ve fende diğer milletlerden aşağı kalacak tembellikte olmaktan tövbe ettim. Doğruluktan ayrılıp, yanlışlarda ısrarda bulunmaktan tövbe ettim. Bütün varlığımla faziletli olmamaktan tövbe ettim. Zekat vermemekten tövbe ettim. Hac ibadetimi yerine getirmemekten tövbe ettim. Kalbimi kinden, hıyanetten, hasetten ve bütün günahlardan temizlememekten tövbe ettim. Hayatımı bile bile tehlikeye atmaktan, bedenime, ruhuma zarar verecek teşebbüslerde bulunup, intihara kalkışmaktan tövbe ettim. Allah’ım sana, peygamberime ve büyüklerime itâat etmemekten tövbe ettim. Farzları öğrenmemekten, öğretmemekten, Kur’ân-ı Kerim’İ okumamak ve Allah’ım senin buyruklarını yerine getirmemekten tövbe ettim. Hayırlı teşebbüsleri teşvik etmeyip, hayır işlemeyip, fena ve zararlı şeyleri insanlara bildirmeyip, sakındırmamaktan tövbe ettim. İbadetlerimi gösteriş için yapmaktan tövbe ettim. Allah’ım verdiğin nimetlere şükretmemekten tövbe ettim. Azamet ve gurur taslamaktan, mü’min kardeşlerimi küçümsemekten tövbe ettim. Sabırlı olmamaktan tövbe ettim. İş güç sahibi olmayıp, tembel ve miskin olmaktan tövbe ettim. Emanete hıyânet edip, her işte adil ve insaflı olmamaktan tövbe ettim. Tartıda ve ölçüde hile yapmaktan tövbe ettim. Nikahı haram olan ve müşrik kadınları nikahlamaktan tövbe ettim. Domuz eti ve murdar olan şeyleri yemekten tövbe ettim. içki içmekten tövbe ettim. Kumar oynamaktan,piyango bileti almaktan loto- at yarışı oynamaktan tövbe ettim. Fitneden, riyakarlıktan sakınmayıp, fena dedikodular yapmaktan tövbe ettim. Komşu hakkını gözetmemekten tövbe ettim. İnsanlara eziyet etmekten tövbe ettim. Hayız ve nifasta olan eşime yaklaşmaktan tövbe ettim. Zulûm yapmaktan, evcil hayvanlara bakmayıp işkence yapmaktan tövbe ettim. Küçük günahları işlemekte ısrar etmekten tövbe ettim. İnsanların mallarına tecavüz edip, hırsızlık ve eşkıyalık gibi suçları işlemekten tövbe ettim. Benim, anne babamın ve zürriyetimden ölmüş ve sağ olanların adaklarını, sözlerini ve yeminlerini yerine getirmemekle işlediğim ve işledikleri günahlardan tevbe ettim. Verdiğim sözleri tutmayıp, ahdi bozmaktan tövbe ettim. Yalan şahadette bulunmaktan tövbe ettim. İslam’a sonradan sokulan Bidatlara, Zulümlere, zalimlere, İslam düşmanlarına, dinsizlere ve dinsizliğe taraftar olmaktan tevbe ettim. (Tevbe ettim estağfirullah Ya Gaffar 100 tekrar) Millet ve memleket menfaatlerini her şeyin altında tutup, yapıcı olmayıp, yıkıcı olmaktan tövbe ettim.. VE 54 FARZIN TERKİ İLE İŞLEDİĞİM TÜM GÜNAHLARDAN VE BU GÜNAHLARIN İŞLENMESİNE İMKANIM OLDUĞU HALDE ENGEL OLMAMAKTAN, GÖZ YUMMAKTAN VE SESSİZ KALARAK ORTAK OLMAKTAN TEVBE ETTİM ESTAĞFİRULLAH YA GAFFAR (tEstağfirullah Yâ Gaffar 33 tekrar) Allah’ım kendim için yaptığım bu tövbelerimin affını, kullarından günahlarını aldığım kardeşlerim içinde yaptım.. Allah’ım bana zulüm yapan ve haklarımı alan kullarına da bütün haklarımı helal ettim.. helal ettim.. helal ettim.. Ya Settar Birahmetike Ya Erhamerrahimiyn Tevbe Ettim Estağfirullah Yâ Gaffar! (Estağfirullah Yâ Gaffar 33 tekrar) YA ALLAH, YA RAHMAN, YA RAHİYM, YA FERD YA HAY, YA KAYYUM, YA HAKEM, YA ADL, YA KUDDÜS.. İSM-İ A’ZAM’IN HAKKINA, KUR’AN-I MU’CİZ-ÜL BEYAN’IN HÜRMETİNE VE RESULU EKREM ALEYHİSSALATU VESSELAMIN ŞEREFİNE.. YAPMIŞ OLDUĞUMUZ TEVBEYİ HUZURU DERGAHINDA KABUL EYLE.. SANA YAPTIĞIMIZ DUALARIMIZIN ULAŞMASINA ENGEL OLAN GÜNAH VE HATALARIMIZDAN BİZLERİ ARINDIR.. SON ASRIN MÜCEDDİDİ BEDİÜZZAMAN VE NUR TALEBELERİNE BİZLERİ DE DAHİL EYLE.. ŞEYTANIN ÜMMET-İ MUHAMMED’E ALEYHİSSALATU VESSALAM KURDUĞU TÜM TUZAKLARINI, ALLAH’IM TUZAKLARIN İLE BERTARAF EYLE.. İNSANLARI HAYRA SEVKEDEN TÜM SAYİKLERİ VE SEVKETTİKLERİNİ ŞEYTANIN VE NEFSİN TÜM HİLE VE TUZAKLARINDAN HIFZEYLE VE KUSURLARINI VE GÜNAHLARINI AFFEYLE.. VE BU TEVBEYİ ŞERİFİ YAZANLARA, YAYANLARA VE YAYILMASINA SEBEP OLANLARA TEVBE EDENLER VE EDİLEN TEVBELER SAYISINCA AMEL DEFTERLERİNE BİNLER SEVAP YAZDIRARAK RIZA-İ İLAHİNE KAVUŞMALARINA VESİLE EYLE.. AMİN..AMİN..AMİN.. Kad efleha men zekkâhâ. (ŞEMS-9) “Nefsini kötülüklerden arındıran kurtuluşa ermiştir.” ******* *Bununla beraber, şüphe yok ki ben, tevbe eden, iman edip salih amel işleyen, sonra da hak yolda sebat gösteren kimse için çok bağışlayıcıyım. ( Tâhâ/82) * “Günaha devam edip, diliyle istiğfar eden, Rabbiyle alay etmiş sayılır.” [Beyheki]

Önemli Not: Bu tövbe, Metafizik Uzmanı Erol TANGUT'un şeytan tarafından insanlara musallat olması için görevlendirilen cinnilerin insan bedeninde dile gelerek ettiği itiraflar çerçevesinde Sayın Erol Tangut'un tecrübeleri sonucunda ortaya çıkmış, bizzat tatbik edilmiş ve sonuç alınmış önemli bir tövbedir...

kaynak : https://cinvideolari.files.wordpress.com/2015/04/tevbe-kitapcigi-sayik_erol_tangut.pdf

23 Mayıs 2016 Pazartesi

Pazartesi Gününün Niyeti

Pazartesi Ay günüdür. Ay maddi manevi ihtiyaçlarımızı ve ihtiyaçlarımıza ulaşma kapasitemizi ifade eder.
Ay dişidir.
Ay annedir.
Ay sol yarımızdır.
Ay geçmiştir.
Ay bilinçaltımızdır.
Doğum anınızda haritanızdaki ayın burcu, evi
ve yaptığı açıları da inceleyerek seçeneklerinizi farkedebilirsiniz.

Ben bu ay gününde gerçek ihtiyaçlarımı bilmeyi seçtim. Başkalarının ihtiyaçlarıyla kendi ihtiyaçlarım arasındaki farkı bilmeyi seçtim. Ulaşmak için çaba harcamayı bırakıp kabulde ve akışta olmayı seçtim. An' da bana hizmet eden, gerçek ihtiyacım olanları bilmeyi, ihtiyacım olmayanlardan özgürleşmeyi ve serbest bırakmayı seçtim. Benim ve bütünün en yüksek hayrına olan seçimlerimi içten ve derinden sevgi ile kabul etmeyi seçtim. Ve şimdi şu anda bana hizmet etmeyen ihtiyaç zannettiğim her şeyi ve bunlara neden olan tüm korkularımdan özgürleşmeyi seçtim. Maddi manevi her türlü ihtiyaçlarımın dengede olması için farketmem gereken  yollarımı keşfetmeyi seçtim. Hayatın tüm ihtiyaçlarımı karşılamakta bonkör olduğunu görebilmeyi seçtim.

Tüm bu niyetlerimin akışına kendimi sevgiyle açıyorum.
Tüm bu niyetlerimin akışına kendimi bırakabilmenin güvenli olduğunu kabul ediyorum.
Tüm bu niyetlerimin akışına kendimi bırakabilmenin güvenli olduğunu biliyorum ve inanıyorum.
Tüm bu niyetlerimin akışına kendimi bırakabildiğim için kendimi taktir ediyorum.
Ve şükrediyorum.
Ve öyledir.
Öyle de ol du...

Seduşka

19 Mayıs 2016 Perşembe

SAYILARIN GİZEMİ

                                                   SAYILARIN GİZEMLİ DÜNYASI       
                
         Ünlü yunan filozof ve giz bilimci Pisagor evren sayılardan oluşmuştur diye söylemiş. Kurduğu okul kendisinin Mısır yolculuğunda edinmiş olduğu ezoterik bilgilerle şekillenmiş, ve bu okulda inisiyasyona dayalı bir topluluk yaratmış. Yunanlı tarihçi Plutark’a göre, Pisagor Mısır’ı ziyaretinde, Heliopolis’te Mısırlı rahip Oenuphis’ten önemli bilgiler edinmiştir. Sayılar ve harflerle ilgili ezoterik yani batıni bilgiler, görünen dünyanın arkasında başka, derin bir anlam olup olmadığını çözmek
arzusu tarih boyunca gizli tutulmaya çalışılsa da her zaman önemli akımlar oluşturmuş, özellikle tek tanrılı dinlerin içerisinde, kendilerine alternatif yollar bularak varoluşlarını devam ettirmişlerdir. Örneğin Hurufizm de benzer nitelikler gösterir.
Bu yazıda sizlere bundan yıllar önce okuduğum Linda Goodman’ın Star Signs kitabında belirli bir bölüm oluşturan, Kalde Alfabesinden ve numerolojisinden söz edeceğim. Bu numerolojinin kaynakları hakkında bilgi sahibi değiliz ancak sayıların tekil olduğu gibi bileşik anlamlarının da olduğunu, 1’den 52’ye kadar olan sayıların birbirinden farklı özellikler gösterdiğini söyleyebilirim. Aynı zamanda bu bileşik sayılar, bir şekilde Tarot destesindeki kartlarla da önemli bir paralellik göstermekte. Kuşkusuz bu çalışmayı yapabilmemiz için önce sayıların karşılığını tanıtmak ve birkaç örnek vermek gerekiyor. Bu alfabede 0 ve 9’un herhangi bir karşılığı olmadığını, başlangıç ve sona karşılık geldiğini görüyoruz. (Alfa ve Omega) Örneğin 9 ile toplanan bir sayı yine kendine dönüşür. 5+9=14, 1+4=5 gibi. Bu bakımdan 0 ve 9, 0 gibi çalışır.

Numerolojik çalışmayı yaparken, nüfus cüzdanınızdaki tamamını kullanabilirsiniz. Ancak günlük yaşamda kullandığınız isimler de etkin durumdadır. Sayıların anlamlarına bakarsanız, aynı zamanda onların astrolojik karşılıklarını da görebilirsiniz. Örneğin 1- Güneş, 2-Ay, 3-Jüpiter, 4-Uranüs, 5-Merkür, 6-Venüs,
7-Neptün, 8-Satürn’le bağlantı içerisindedir. Bir ismi incelerken, önce adı ve soyadı ayrı ayrı inceleyerek toplamak gerekiyor. Örneğin Sezen Aksu ismini inceleyelim:
Sezen sayısal olarak 3+5+7+5+5 = 25/7, AKSU 1+2+3+6 = 12/3, bu durumda SEZEN AKSU 7+3 = 10, 10 sayısının anlamını daha sonra göreceğiniz gibi kişisel isteğe göre çok yükselme, ani iniş ve çıkışlar içinde olma, karşıtlıklar içerisinde olma durumu vardır. Tek olarak 1 sayısı ise yaratıcılık, liderlik, örnek olma ile yakından ilişkilidir.
Orhan sayısal olarak  7+2+5+1+5 = 20/2 eder. PAMUK aynı şekilde 8+1+4+6+2=21/3 Bu şekilde, ORHAN PAMUK  bileşik sayı olarak 20+21=41, 41 bu alfabede 32 ile aynıdır ve 32 iletişim, yığınları söz ve yazı ile etkileme  yeteneği ile yakından igilidir. 41 aynı zamanda tek olarak 5 eder ki bu sayıda merak, kendini geliştirme, felsefe ve öğrenme ile yakından ilişkilidir ve Merkür’le yakından ilgilidir.
Jullian Assange ismini inceleyelim. JULLIAN sayısal olarak 1+6+3+3+1+1+5 =20/2, ASSANGE ise 1+3+3+1+5+3+5 = 21/3,  20+21 = 41, bu sayı Orhan Pamuk’la aynıdır. Yığınları söz ve yazı ile etkileme gücü ve iletişim.
Turgut Özal’ın ismini değerlendirirsek, TURGUT sayısal olarak  4+6+2+3+6+4 =25/7,  OZAL 7+7+1+3 =18/9, ikisinin toplamı 7+9=16, Yıkılan kale sayısını verir. Bu sayıda dikkatli yapılmayan planlar yüzünden problemlerle karşılaşma söz konusudur.
Adnan Menderes’in isminin toplamı 13 sayısını verir. Aşağıda görüleceği gibi bu sayı güç ve alışılmış olan şeyleri değiştiren kişilerle ilişkilidir. Albert Einstein’ın sayısı ise 19, göklerin prensi anlamındadır.

Şimdi Linda Goodman’ın Star Signs kitabından derlediğim geri kalan sayıları ve bileşik anlamlarını görebiliriz. Sayılar 52’ye kadardır.

Harflerin sayısal karşılıkları:
1 A, I, J, Q,Y Öğretme, Yaratıcılık, Girişim, Öne çıkmak, Baskınlık2 B, K, R Öğrenme, Hassasiyet, Hayal gücü, Annelik etmek, İkilemler3 C, G, L, S Uyum getirme, İdealizm, Büyütme, Felsefe, Kendini geliştirme4 D, M, T Yazgı, Mücadele, Bireysellik, Dik başlı olma, Köşeli davranma5 E, H, N, X Eylem, Merak, Hareketlilik, Eleştirel olma, Mantık, Zeka6 U, V, W Aşk, Dişi ilke, Merhamet, Zevkler, Yumuşaklık, İlişkiler7 O, Z Gizem, Ruhsallık, Hassasiyet, Gizli olana ilgi, İnceleme, Derinlik8 F, P Mukadderat, Deneyim ve zorla öğrenme, Kontrol, Kısıtlama
Türkçe’de kullanılan
Ç, Ğ, İ, Ö, Ü, Ş, sırasıyla
C, G, I, O, U ve S olarak alınmalıdır.


9 sayısı Mars’la yakından ilgilidir ve bitiş ve başlangıçları anlatır. Bu sayı altında cesaret, çatışma, hedeflere ulaşma yolunda kararlılık ve mücadele vardır.
10 Şans Çemberi:Kişisel isteklere göre büyük iniş ve çıkışlar. Aşırı bir sevgi ya da nefret uyandırabilir. Bu kişilerin yeteneklerini değerlendirebilmeleri için kişisel disipline ihtiyaçları vardır. İçlerindeki gücü hayal ederek gerçekleştirebilirler.
11/38 Ağzı kitlenmiş aslan, yumruk el: Bu sayılarından başkalarından kaynaklanan aldanmalara ve hilelere işaret eder. Karşılıklı durumlarla ilişkilidir. Kişinin hayatında üçüncü kişinin ya da dışsal koşulların getirdiği ayrılıklar, engellenmeler dikkat çekebilir.
12  Kurban: Bu sayı kişinin başkalarının planları ve entrikaları yüzünden fedakarlıkta bulunulması anlamını taşır. Başkalarından gelen güzel sözlere aldanmamak, dikkatli olmak gerekir. Zihinsel açıdan endişe, aşırı duygusallık ve kişisel amaçların feda edilmesi durumu söz konusudur. Rahat bir sayı değildir.
13 Değişim: Bu sayı güçlü olmaya ve değişim içerisinde olma durumuna işaret eder. Sanıldığı gibi uğursuz değildir ve hayatın içinde saklı olan güçlü dönüşümleri kullanabilme gücü verir. Eğer bu güç bencilce kullanılırsa kişinin kendisine yıkım getirecektir. Bu sayı aynı zamanda araştırmacılar, kaşifler ve alışılmış olan şeyleri değiştiren kişilerle yakından ilgilidir.
14 Hareket, Mücadele: Bu sayı sahibinin hayatında yazı, yayıncılık
ve tüm medya konuları ile alakalı olarak toplumla iletişim içerisinde olmak vurgulanır. Kişinin
hayatında dönemsel olarak yapılan anlaşmaların getirdiği değişimler, iniş ve çıkışlar söz konusudur. Hareket, yolculuklar, yabancılarla ilgili işler şanslı
ve başarılı sonuçlar getirecektir. Başkalarının
sözlerine her zaman güvenilmemelidir.

15 Majisyen:Bu kişisel konuşma ve yazı, müzik ve sanat yetenekleri ile başkalarını etkileme ve güçlü kişilerden destek alabilme konusunda şanslıdırlar. Dramatik bir yapıları ve başkalarını etkileme gücüne sahiptirler. Ancak bu kişilerin sahip oldukları bu etkileme gücünü kötüye kullanmamaları önerilir. Böyle durumlarda başkalarının kurbanı olabilirler.
16 Yıkılan kale: Bu sayı tarot kartları arasında yıkılan kuleye karşılık gelir. Bu sayı içerisinde sonu kötü olan olaylar ve planların yıkıma uğraması söz konusudur. Bu nedenle bu sayı sahibinin isminde değişiklik yapması önerilir. Detaylara dikkat ve planların özenle yapılması her zaman önemsenmelidir.
17  Mecusi yıldızı: Son derece ruhsal bir sayıdır ve kişiye hayat zor tecrübelerinden kazançlı çıkacağı testler getirdikten sonra güçlü başarılar getirir. Bu sayı aynı zamanda kişinin bu başarılarının asla unutulmayacağını, isminin ölümsüz olabileceğini gösterir. Örneğin Mustafa Kemal Atatürk’ün kalde alfabesine göre karşılığı 17’dir.
18  Maddiyat-Maneviyat çatışması: Bu en zor bileşik sayılardan birisidir. Aşırı maddiyatın ruhsallığı yok etme riski söz konusudur.
Bu durum aile içinde çatışmalara, sürekli mücadelelere, yıkımlara işaret eder. Bu nedenle mümkünse ismin değiştirilmesi önerilir. Hayat içerisinde mutlaka ruhsallık geliştirme zorunluluğu vardır. Örneğin İngilizce’de Hz. Isa, Jesus, Jesus of Nazareth ya da
Jesus Christ hep 18’e bağlanır.

19 Göklerin Prensi: Bu bileşik sayılar içinde en şanslı ve iyi olanlarından birisidir ve daha önceki olumsuzluklardan, zorluklardan kurtulma yolunda önemli başarılar, zaferler getirir. 10 sayısındaki gibi güç ve yükselme vaadeder ancak bu sayıda olduğu gibi inişleri anlatmaz.
20 Uyanış: Bu bileşik sayı aynı zamanda “yargılama” olarak da adlandırılır. Tarot’taki yargı kartı ile ilişkilidir. Bu sayı uyanışı, yeni bir farkındalığa doğmayı, yeni amaç ve planları temsil eder. Planlarda gecikmeler olsa bile, sabır göstermek esastır ve bu sayınına ana dersi sabırlı olmaktır.
20 güçlü hayal gücü verir ancak finansal açıdan o kadar sağlam olmayabilir. 20’ler için para ön planda değildir.

21 Mecusi tacı: Bu sayı genel olarak başarı, ilerleme garantisi, onur ve ödül kazanma yönünde başarılar gösterir. Bu başarılar uzun mücadele, çalışmaların ve kararlılığın arkasından kazanılmıştır. Ancak kişi her durumda tüm karşıtlıklar ve mücadeleler karşısında son bir zafer için hazır olmalıdır.
Bu şanslı bir sayıdır.

22 Boyun eğme ve önlem: Bu sayı başkalarının aptallıklarına, hatalı hareketlerine göz yuman iyi bir adam olarak nitelenir. Başkalarının sunduğu yanıltıcı hayallerden uzak durmak gerekir. Genellikle tehlikeler ortaya çıktığında ve aslında geç kalındığında uyanış söz konusudur. Bu nedenle bu sayı sahibi kariyer ve maddi konularda önlemci hareket etmek ihtiyacındadır. Kişi kendi sorumluluğunu aldığı anda hedeflerine erişebilir.
23 Aslan’nın kraliyet yıldızı: Bu karmik ödüllendirme sayısıdır ve sadece başarı değil aynı zamanda güçlü kişilerden ve alanlardan destek sağlar. En şanslı sayıdır ve kişiye büyük bir hoşluk getirir. Kişi pek çok alanda imkan sağlar ve zor zamanlarda koruyucudur. Ancak bu sayının kötüye kullanımı ve ruhsallıktan uzaklaşılması halinde gelecek deneyimler için zorlu olur.
24/42 Aşk, Para ve Yaratıcılık: Bu sayıda son derece kısmetli, pek çok açıdan kolaylık, aşk, keyif ve parasal yönde şans getiren özelliklere sahiptir. Kişinin güçlü kişilerden, otoritelerden destek alması da mümkündür. Aşkta mutluluğu arttırır ama sonuçta bu kişinin tüm bu kolaylıklar karşısında zevklerinde aşırıya gitmemesi ve kötüye kullamaması gerekir. Bu imkanların bencilliğe dönüşmemesi sağlanmalıdır.
25/34 Dikkat ve analiz: Bu sayı uzun yıllar gösterilen dikkat ve insanları gözleme, hayat deneyimleri sayesinde elde edilen dünyasal başarılara işaret eder. Daha önce yaşanan hayal kırıklıkları ve hataların aşılması ile birlikte kişinin yargısı mükemmelleşir ancak bu sayı maddi kazançlar için değildir.
26/35/44 Ortaklıklar: Bu sayı özellikle merhamet ve vericilik üzerinden çalışır. Kişinin hayatında karşıtlıklar söz konusudur. Kişi başkalarının yanlış tavsiyeleri yüzünden hayal kırıklıkları ve engellerle karşılaşabilir. Kişi kendi sezgilerine güvenmeli ve kendi gelir durumunu dengelemeye çalışmalıdır. Cömert olabilmek için kişi önce kendi geleceğe yatırım yapmalıdır.
27/36/45  Asa: Bu mükemmel ve şanslı bir sayıdır. Kişiye cesaret ve güç getirir. Kişi kendi özgün düşüncelerini, planlarını sürdürmeli, yaptığı işlerde başkalarının etkisinden uzakta kalmaya özen göstermelidir. Bu da karmik bir ödül sayısıdır.
28 İnançlı kuzu: Bu sayı şaşırtıcı ve engelleyici engellerle doludur.
Bu kişiler çok zeki ve dikkat çekecek bir başarıya hazır olsalar da gelecek için sağlam plan yapmalıdırlar. Zira başkalarına aşırı güven, iş hayatındaki rekabet ciddi tehlikeler ve hukuki kayıplara işaret edebilir. Böyle durumlar her şeye yeniden başlanmasını gerektirebilir, bu nedenle ismin değiştirilmesi daha uygun olabilir.

29/38/47   Baskı altındaki zarafet: Bu büyük yükler getiren karmik bir sayıdır. Kişiyi ruhsal açıdan büyük oranda test eder ve zorlu deneyimlerden geçirir. Güven vermeyen arkadaşlar, hile ve aldatmalar, beklenmedik tehlikeler söz konusu olabilir. Böyle bir durumda yeni bir isim seçmek daha iyi olabilir.
30/39/48    Yalnız kişi, meditasyon: Bu sayı içsel gözlem, düşünceli çıkarımlar ve başkaları üzerinde zihinsel üstünlük işaretidir. Kişi tamamen zihinsel plandadır, çünkü kendileri öyle istemektedirler. Bu ne olumlu ne de olumsuzdur ancak bu kişilerin yalnız, kendi içlerinde kalmalarına yol açabilir. Kişi etrafın gürültüsünden uzakta kalmak ister ve kişisel yeteneklerini kullanarak değişik alanlarda ödüller kazanabilir.
31/40/49  İçe kapalı kişi: Bu sayı da 30’a benzerdir ancak ondan daha da fazla kendine yeterlilik, içe dönme ve izole olma durumundadır. Yüksek bir zeka söz konusudur ve kişi kendisini dış dünyanın parlaklığından uzaklaştıracak seçimlerde bulunur. Bir şekilde toplumun uzağında olma durumu vardır. Bu kişiler aynı zamanda ön yargılı olabilirler, farklı politik bakış açılarına sahiptirler.
32/41/50 İletişim: Bu kişiler yazıları, sözleri ile geniş kitleleri etkileme gücünü ve yeteneğine sahiptirler. Bir bakıma “yazarlık” sayısıdır. Başkalarını etkileme güçleri, çekicilikleri ve dikkat çekici konuşma yetenekleri olabilir. Yazmak, yayıncılık ve tüm medya kanalları onlara açıktır. Ancak bu kişiler fikirlerini her zaman esnek tutmak ve tolerans göstermek zorundadırlar. Böyle bir durumda, kendi planları başkalarının inatçılığı ya da aptallığı yüzünden bozguna uğrayabilir.
33 İlişkiler ve kazançlar: Bu sayının etkisi 24 gibidir. Kişiler aşkta, yaratıcı konularda finansal açıdan kazançlı çıkabilirler. Bu kişilerin ilişkileri kendine özgündür ve her zaman hayatları açısından önemlidir. Ancak bu şanslarını kötü yönde kullanmamaya özen göstermelidirler. Her zaman daha alçak gönüllü olmaları yararlarına olacaktır.
37/46 Bu sayının kendine özgü bir gücü vardır. Oldukça hassas bir yapı ve iyi, yardımcı arkadaşlar verir. Kişinin çekim gücü yüksektir, genellikle sanatsal alanda yer alır. Verimli ortaklıklar yapabilir. Ancak cinsellik üzerine güçlü bir vurgu vardır ve bu alanda olağan dışı olabilir. Mutluluk ve başarı genellikle ortaklıklar yoluyla elde edilir.
43/52  Eskiler bu sayının şanslı olmadığını ve daha olumlu bir sayı ile değiştirilmesi gerektiğini söylerler. Bu sayı ani olaylara, büyük değişikliklere, mücadeleye, çatışmaya ve savaşlara neden olarak sürekli tekrar eden başarısızlıklar getirir.
51 Bu sayının kendine özgü bir güçle kişiyi savaşçı konumuna sokarak kişi hangi konuya girişiyorsa ani ilerleme vaadeder. Askeri konular için uygun olabilir. Ancak bu durum tehlikeli düşmanlara, rakiplere ve olumsuz olaylara işaret edebilir. Bu nedenle ismin daha güvenli bir sayıya dönüştürülmesi önerilir.

HAKAN KIRKOĞLUNDAN ALINTIDIR.